7 Ekim 2013

Kaos futbolu Fenerbahçe'ye yaramaz



Tribünler sezonun en hazır ve en etkili görüntüsünü bu maça saklamıştı. Atılan her golün 3 Temmuz’un Fenerbahçe adına esas oğlanına karşı olacağını biliyorlardı ve sezonun en iyi taraftarı vardı tribünlerde.
Maç da bu etkiyle başladı. Kadroda pek sürpriz yoktu. Kazanan takım bozulmamış bir tek sakatlanan Alves yerine Bekir girmişti 11’e. Fenerbahçe uzun bir aradan sonra bu kadar dominant futbolu kime oynamıştı hatırlamıyorum. Hafızamda yine bir Trabzon maçı vardı ki orada da şampiyonluğu bırakmıştık zaten…

Rakip Trabzonspor’un Kadıköy’e tamamen 1 puana geldiğini orta sahayı hiç geçmek istememesinden anladık. 11 adamı geride bırakıp özellikle Caner ve Gökhan’a özel önlem almaya çalışmışlardı. Caner bu markajdan pek etkilenmese de, Gökhan vasatı aşamadı bir türlü. Aslında maç ciddi şekilde Trabzonspor yarı sahasında ve Fenerbahçe üstünlüğünde geçse de her geçen dakika kaos futboluna dönüşmeye başladı.
İşte tam bu sırada hoca faktörü devreye girecek ve oyun içinde bir lider arayan takımına ikinci yarı ayağında top tutabilecek bir ara pası yuvarlayabilecek bir oyuncu sokacağını düşündük. Bu isim ilk olarak Salih veya Emre’ydi. Benim beklentim öncelikle Salih’ti ama hoca Emre’yi aldı 50’de. Fakat Emre’yi ön tarafa değil Topal’la birlikte arkaya atıp Holmen’i önde bırakınca bu tercihin de çöpe gittiğini anladık. Bu tercih Emre’yi etkisizleştirdiği gibi, Holmen’in de vasat görüntüsünü değiştirmedi. Oysa Emre yerine Holmen Salih değişikliği yapsaydı hoca, saha içindeki liderini de bulacaktı.

Golün gelmediği bir sonraki hamlesinde de tamamen kumara döndü. Cesaret mi akıl mı ? sorularına Ersun Hoca cesaret yanıtını verip Holmen’ini de oyundan çıkartıp yerine Emenike’yi alınca maç tamamen kamikaze anlayışına  ve bir nevi kaos futboluna döndü. Fenerbahçe top tüfek saldırıyor ama bu hamleler Trabzonspor’a cesaret vermeye başlıyordu. Belli ki, Ersun Hoca’nın kafasında 1 puan ile 0 puan’ın bir farkı yoktu. Yanımdaki arkadaşlar bu tercihi yenileceksek böyle yenilelim diye özetlese de bence akıl önce gelmeliydi. Bildiğim kaos futbolu hiçbir zaman Fenerbahçe’ye fayda sağlamadı sağlamayacak da…

Sonuç olarak 22 şut ve 40 orta gibi çok ezici bir oyundan gol çıkartamamak da ilginçti elbet ama 7 haftalık Fenerbahçe’de ortaya çıkan görüntü koşan ve mücadele eden bir takım olma yolunda ilerledikleri. Maçı bırakmayıp sonuna kadar arzulamaları da cabası. Fakat takımın bir saha içi lideri akil adamı olmalı. Bu kadroda buna en uygun isimler de Salih Emre ve Christian’dır. Hoca’nın bu 3’lüden birini takıma kazandırması şart.


Maçın adamları ise ince ince maçın her anını düdükle kesen rakibi ezdirmeyim derken bütün otoritesini kaybeden rakibin oynamamaya geldiğini göremeyen hakem ve her pozisyonda vakit çalan ve maç sonunda 3 gün sonra tekrar o stada geleceğini unutan ve tribünleri provoke eden kaleci Onur’dur… 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Herkes'in fikri, yorumu değerlidir. Çekinmeyin görüşünüzü paylaşın. Küfretmenin ise ne yeri ne de zamanıdır :)