15 Eylül 2012

Alex'in heykeli açıldı. Alex'le Sonsuza...


Hayatımda ilk kez bir heykel'in açılışına tanıklık edecektim. Ama bir heykel açılışında ağlayacağımı ise hiç hesaba katmamıştım. Kaptan mikrofonun başında öyle bir konuşma yaptı ki, 8 senenin muhasebesini çıkartıp herkese tek tek teşekkür ederken, gözyaşlarını tutamadı. Onunla birlikte ben de ağlamaya başladım. Kolay değildi, 8 senenin içine bu kadar gol ve asistin dışında bu kadar sevgiyi de kalplere kazımak... Alex'in heykelini Papazın Çayırına dikerken onu sadece attığı goller veya verdiği paslarla ilişkilendirmeye çalışanlar  ciddi yanılsama içindeydiler. Çünkü Alex'i anlamak, hissetmek için sadece attığı gollere veya paslarına bakmak yetmez. 8 sene içinde müthiş bir karakter örneği sunan kaptan'ın gerek saha içindeki örnek futbolculuğu ile, gerekse saha dışındaki yaşantısıyla ve ailesiyle birlikte hepimizin ailesinden bir parça olmayı başarabilen biriydi o... Çubuklu'nun nasıl saha içinde ve dışında taşınabileceğini göstereniydi aynı zamanda...

Bugünkü konuşması tam bir veda havası şeklinde oldu Kaptan'ın... Sık sık "Bizi Bırakma" diye feryat etsek de gidiyormuş izlenimi bıraktı bizde. Aykut Hoca yine büyüklük yapıp, törene gelse de, benim kenardan gözlemlediğim kadarıyla bir soğukluk var gibiydi aralarında. Alex; Daum'dan Aragones'e Zico'dan Kocaman'a tek tek teşekkür etti etmesine ama, onun da bir kırgınlığı olduğu belli gibiydi. 3 Temmuz'dan sonra ne olduysa birden, süreç aniden hiç bir Fenerbahçeli'nin istemeyeceği bu duygusal ortama geliverdi işte. Ha tersi olur, Kaptan'ın kafası rahatlar bugünden sonra ikna edilir ve kalmaya karar verirse de yeni bir kenetlenmeyle kimse de tutamaz bizi... Bunu da buraya yazıp tarihe not düşüyorum...

Aykut Kocaman, Alex'le ilgili düşüncelerini açıkça paylaştı. Ondan her daim faydalanmak istediğini hem kendisine hem kamuoyuna iletti. Öğretmen oyuncu olmasını istedi. Ama Alex, içinde bulunduğu duygusal ortam nedeniyle kararını almış ve futbolu Brezilya'da aktif olarak oynayabilecek olduğundan veya Aykut Hoca ile çalışmak istemediğinden gemileri yakıyor gibi...

Son 10 yıldır kombinem mevcut ve Kadıköy'de her maç 10'u seyredebilmek için özlemle o maçların gelmesini bekliyorum. Topu ayağına her aldığında topla birlikte sol ayağının içinden fışkıran zekasını da seyrediyorduk keyifle...10'dan sonra uzun bir süre Fenerbahçe taraftarı kendisini yalnız ve öksüz hissedebilir. En azından benim öyle hissedeceğim kesin. Her maç 10'u arayacak gözlerim... Umarım bir gece vakti ansızın sessizce gider, yoksa dayanamaz bu taraftar profesör'ün vedasına...

Fenerbahçe taraftarı 3 Temmuz'dan beri her gün bu ülkeye direnişi de, sosyalleşmeyi de, paylaşmayı ve birlik beraberliği de öğretiyor. Bir spor kulübünden çok daha fazlası Fenerbahçe... Bugün yaşarken ve aktif futbolculuk kariyeri devam ederken bir oyuncunun heykelini açarak da göstermiş oldular... Kimilerinin efsanelerinin jübilesini bile yaptıramazken sarı lacivertliler 10'un heykelini diktiler Kadıköy'e...

8 sene önceki talihsiz bir yazı çıkmıştı bir gazetede... Sanırım yazının bir bölümü eksik çıkmış. "Kandırmayın Fenerlileri Alex malex gelmez, gelirse zaten 8 yıl sonra heykelini dikerler" olacakmış bu yazının doğrusu...

Son olarak Alex'in heykeli de koşmuyor diyorlar. Zaten koşsaydı Barça'da, Real'de oynardı o heykel... Türkiye'ye kimler geldi kimler geçti ama hiçbiri bir Alex değil Kaptan...

Bizi unutma hiç kaptan. Biz 25 milyon çubuklu yürek seni asla unutmayacağız....

http://twitter.com/ahmetceliksungu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Herkes'in fikri, yorumu değerlidir. Çekinmeyin görüşünüzü paylaşın. Küfretmenin ise ne yeri ne de zamanıdır :)