Uzun zamandır Fenerbahçe’nin
ihtiyacı olanın özgüven olduğunu ısrarla söylüyordum. Bu özgüven ancak seri
galibiyetlerle gelecekti ama araya giren Alex vedası takımın, hocanın, camianın da mental olarak dip yapmasını
sağlamıştı. Ama gördük ki, profesyonel futbolcular taraftarlar kadar dağılmayıp
hem Almanya’da hem de Kadıköy’de 3’er puanı toplam 7 golle almayı başararak
isyanı yakıp karakterlerini ortaya koymasını bildiler. Bu isyan futbolcuları
yeniden layık oldukları yere taşıyacaktır. Umarım Gladbah bu serinin bir
başlangıcı olmuştur. Bugün bunun ispatı için sahadaydılar…
Maçın başında Hoca, rakibi geride
karşılamalarını istemiş olacak ki, Gladbach’taki gibi saldıran bir Fenerbahçe
görmedik ve o maçtaki koşu temposuna ulaşamadılar hiç. Beşiktaş’ın önüne 7-8
kişilik bir set çekerek ve topu da rakibine bırakarak başladı oyuna Fenerbahçe.
Bu, ekran başındaki milyonları pek tatmin etmese de, aslında Almanya’dan yorgun
dönen takımı için hocanın düşündüğü ve uygulattığı bir taktik olarak gözüküyordu.
Bu aşamada Hocayı eleştirmek çok kolay elbet ama böylesi travmatik ve dramatik
bir süreçten geçen Kocaman’ın ilk kez Alex’siz sistemi yaratma peşinde koşma
süreci kolay değil. Zamana ihtiyaç var ve bu süreçte en büyük yardımcıları
oyuncuları olacaktır şüphesiz.
Ancak oyunun bütün bölümünde
rakibinden daha etkili paslaşmayı yapan ve isterse rakip alana daha organize
inmeyi başaran maç boyunca Fenerbahçe oldu. Çok rahat kazandı maçı Fenerbahçe
ve bunu tüm maç boyunca gösterdi. Fenerbahçe’nin kazandığı maç sayısı arttıkça
rakipleri forvetteki 3’lüden daha da çekinmeye başlayacaklar. Bu 3’lü Sow Kuyt
ve Caner. Sow ile Kuyt’un hareketli oyunu Caner’in enerjik ve dikine top
taşıyabilme zekâsı çok rahat ettirecek Fenerbahçe’yi. Caner demişken, son
yıllarda Fenerbahçe’nin Tuncay Şanlı’dan sonra aradığı Cesuryürek olma yolunda
ilerliyor. Sorumluluk aldıkça oyundan kopmadıkça verimi artıyor.
Yine Fenerbahçe’nin orta alandaki
aklı ise maç boyunca Meireles oldu. Taraftarlara güven verdiği kadar
arkadaşlarına da güven veriyor. Kim sıkışırsa yardımına koşuyor ve daima temiz
oyunu tercih ediyor. Oyunu okuması sayesinde gerektiğinde hücum ve gerektiğinde
soğutmayı başarabiliyor. İlk golde Fernandes’den topu kapan ve atağı başlatan
isimdi. Sow’un golü ise Jeneriklik…
Maçın yıldızı ise elbet attığı
gollerle Gökhan Gönül’dü ve yine Fenerbahçe’nin neferi olduğunu yeniden
gösterdi. Maç sonunda Lig Tv’ye yaptığı açıklamalarda aslında ne kadar dolu
olduğunu gördük. Ama kendisinin çok iyi bildiği şeyi arkadaşlarına da aktarmayı
başarmalı “Bu forma çok ağırdır”
Sonuç olarak 2 zorlu maçtan
kimsenin beklemediği 6 puanı 7 golle aldı Fenerbahçe ve dipleri de zirveyi de
kendi kendine becerebildiğini herkese gösterdi. Bu takım gerçekten kaliteli
ayaklardan oluşan bir takım. Yeter ki, futbolcular bu inancı bırakmasınlar ve
birbirlerini oyun içinde devamlı desteklesinler…
Son sözüm ise, Fenerbahçe’de
farklı bir misyon üslenmiş Kadın taraftarlara. 3 Temmuz’un ortaya çıkarttığı
bir figür oldu Fenerbahçe’li kadınlar. En zor zamanlarda en zor görevi en
kolayından hallediyorlar. Tribünler harikaydı. Artık vuvuzelayı andıran o
kakafonik ses yerine oyun içinde Samanyolu’nu bile söyleyebilecek kadar iyi bir
tribün taraftarı oldular. Tebrikler…
Ama bizde maça gitmeyi özledik
artık…
Akhisar Belediyespor her ne kadar Fenerbahçe karşısında mağlup olmuşsa da; takımımıza inanıyor ve güveniyoruz. Lig'de kalacağız. Fenerbahçeye'de avrupada başarılar diliyoruz.
YanıtlaSilwww.akhisarbelediyespor.com