9 Kasım 2012

Yeni bir seri başlayacak mı ?



Haftalar sonra nihayet Mabed’e geri döndük. Ligler başlayalı 10 hafta olmuş, herkes birbirine en son ne zaman maça geldik, kaç kere geldik gibi sorular soruyordu. Özlemiştik çubukluyu, mabedi ve doya doya galibiyetleri. Hüzünlü maçları geride bırakmak istiyorduk bu gece… Rakip buna uygun Rum Kesimi takımıydı. Sakatların geri dönmesiyle birlikte tribünlerin de içi biraz daha rahattı. Nitekim 90 dakika boyunca savunmada Yobo, orta alanda Topal ve Meireles ikilisi bu takımın omurgaları olma yolunda en önemli ismler olduklarını gösterdiler. Yobo yanına gelince, Bekir’in de defoları pek gözükmedi. Oysa Bekir-Serdar ikilisi ne kadar tehlikeliler Fenerbahçe aleyhine.

Oyun Fenerbahçe adına erken gelen bir golle başlayınca çok sıkışmadan rahatça kazanacağımızı ve hatta farka gideceğimizi düşündük. Saha içinde rakibinin birkaç klasman aşağıda olduğu çok net gözüküyordu. Fakat yine de özellikle ilk yarıda çok etkili bir oyun sergilediğimizi söyleyemem. İlk yarı 2-0 Fenerbahçe lehine olmasına rağmen rakibini geride karşılayan onun üstüne gitmeyi sevmeyen ve durarak paslaşmayı tercih edip rakibin hatasını arayıp bulmaya çalışan anlayışı tribünleri biraz mutsuz kılıyor. Orta alanda gösterişsiz ama yaratıcılıktan da uzak oyun anlayışı, topu oyuna hızlı sokamama ve çok adamla çoğalamama nedeniyle tribünlerin çok sabırlı olmasını gerektiriyor ki bu kelimenin Fenerbahçe taraftarı için pek de bir anlamı yok.
Tabi bana göre Fenerbahçe’nin ve Aykut Kocaman’ın içinden geçtiği sürece göre şu anda güzel oyundan ziyade “kazan ama nasıl kazanırsan kazan” felsefesi hakim olduğundan pek oyunla ilgilenmenin sırası değilmiş gibi geliyor.  Çünkü bildiğim; Futbolcuların ve Kocaman’ın özgüven ve dedikoduların bitmesi için üst üste kazanmaya ihtiyaçları olduğudur…

Gecenin adamı kimdi diye soracaksanız kesinlikle Sow’du. Sow her geçen gün daha da güçleniyor güçlendikçe her maç futbol zekâsı daha da ortaya çıkıyor. Vuruşlardaki tekniği, pozisyonlara göre yüksek gol yüzdesi ve oyun içinde yaptığı boş alan koşuları ile her maç fark yaratıyor… Çok arzulu ve coşkulu oynuyor… Stoperlerle boğuşuyor bugün rakibini attırmayı bizzat kendisi becerdi. En büyük üzüntüm Sow’un bu kadar yüksek performansta oynadığı maçlarda onu çok az pozisyona sokuyor olmak…

Beğenmediklerim ise; Christian ve Stoch. Bence yine vasatın altındaydılar. Christian’ın hep kaçak ve saklanarak oynadığını düşünüyorum. Stoch ise aklındaki gol atma sevdasını takıma nasıl daha faydalı olurumla değiştirirse çok verimli olacak bir oyuncu.

Gelelim tribünlere… Yer yer nedense boşluklar olsa da, formdaydılar bu gece. Özellikle ben diyeyim okul açık siz anlayın Telekom Tribünü… Tribünlerin lideri ve coşkunun bir numaralı aktörüydüler.  Meşale şov’una saha kapatma cezası almayacaksak, coşku anlamında bende bir şey demiyorum. Ara sıra böyle dellenmekte fayda var. Lakin ben hâlâ tribünleri o eski havasını bulamadığına inanıyorum…

Sonuç olarak Mabed’e kavuştuk. Umarım bir de özlediğimiz o Fener’e kavuşuruz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Herkes'in fikri, yorumu değerlidir. Çekinmeyin görüşünüzü paylaşın. Küfretmenin ise ne yeri ne de zamanıdır :)