Futbol o kadar ilginç bir oyun ki, sahada dünyanın bildiği milyon avroluk yıldızları dururken siz bazen gencecik bir çocuğun heyecanıyla birlikte yaşarsınız coşkunuzu… Onunla birlikte çarpar yüreğiniz… Gözünüzden sakınır, dilinizi ısırır, kulak memenizi çekip tahtaya üç kez vurmak zorunda kalırsınız kendinizi… Bizi bu denli heyecanlandıran bu genç adam bu gece Salih Uçan’dan başkası değildi… Hafta sonu Fenerbahçe saha içi liderini arıyor diye yazmıştım ama bu genç adam şimdi olmasa da, birkaç zaman sonra saha içi lideriniz benim dercesine oynadı bu gece. Ön tarafta devamlı hareket halindeydi. İnce bileklerini her top alışında gösterdi. Soğukkanlılıkla attığı milimetrik paslar ve hep ileriye oynama isteğiyle ve sahadaki duruşuyla bize aynı zamanda Oğuz Çetin’i de anımsattı. Umarım ileride Oğuz Çetin gibi bu takımın bir maestrosu olur… Salih bu gece takımın en öne çıkan ismi oldu kuşkusuz. Fransa’da Belhanda’ya dünyaları saymaya hazırken eldeki Salih Uçan’dan Belhanda’yı yaratmak hiç de zor değil aslında. Salih’e üst üste forma veren Aykut Kocaman’a da teşekkürler. Salih bugün geleceğe düşülmüş bir not gibi yazıldı Saracoğlu’nun çimlerine…
Hafta içi olması ve geçen maçtaki
puan kaybına rağmen Tribünler beklediğimden daha doluydu. Bende iyi ki
gitmiştim maça. Güzel ve keyifli bir gece oldu. Salih’i canlı seyretmek, Semih’in
yeniden doğuşuna şahit olmak, 1 yıl sonra ilk penaltıyı görebilmek, yine yeni
bir gencin (Beykan) ilk golüne tanıklık etmek keyifliydi. Tribünler biraz da
olsa gerilimlerini boşalttılar bu galibiyetle. Takım şayet konsantre olursa,
rakip seçmeyip disiplinden taviz vermezse, yardımlaşmayı arttırıp önde basmayı
ve alan daraltmayı başarırsa işinin çok daha iyi olacağını biliyor… Geçen maç
belli ki, biraz utanmışlardı. Bu yüzden maça da önde baskı ile başladılar. Bu
maçta en çok gördüğümüz de buydu. Yine organize atak geliştirmede zorlansa da,
topun daha fazla kendisinde kalmasını sağladı ve pas yüzdesini bu sefer rakip
alanda daha fazla arttırdı. Üstelik bunu yaparken, Meireles’in ve Salih’in
kadroda olmalarının da etkisi büyüktü. İstatistiklerde dikine pas veya ileriye
pas analizi var mı bilmiyorum ama bu maçta bu istatistiğin mutlaka daha fazla
çıkacağına inanıyorum.
Bunun haricinde Semih’in yeniden
kıpırdamaya başladığını ve coşkusunu yeniden kazandığını görmek çok güzel. Kim
ne derse desin Semih hep genç’tir genç kalacaktır. Onun tecrübesi, oyun
anlayışı ve fırsatçılığı Sow’un yükünü alma konusunda çok fayda sağlayacaktır
takıma. Bugün de çok çalıştı ve karşılığını biri penaltıdan diğeri oldukça
tuhaf 2 golle aldı. Sow’la uyumunu arttırdığında takımın gol yüzdesi de
artacaktır.
Geride Bekir-Egemen ikilisi,
Serdar-Egemen ikilisi şeklinde çıkılan maçlardan daha fazla güven verdiler.
Bekir bu takımın net olarak 1.stoperi Bekir olarak gözüküyor. Meireles’in maç
eksikliği sarı kart fazlalığı vardır. Hakem Meireles’e çok erken ve çok kolay
kartını gösterdi. Fakat biz şaşırdık mı ? Elbette hayır. Muhtemelen Meireles
sezon sonuna kadar bu kartlara alışsa iyi eder. Çünkü MHK’nin bu rezil tutumu
ve ırkçı anlayış ile Meireles’i tüm hakemlere hedef göstermiştir. Kariyerinde
ilk kırmızıyı burada alan Meireles’in muhtemelen ikinci kırmızıyı da burada
alacağına inancım tamdır.
Sonuç olarak Fenerbahçe kupada doludizgin
gidiyor. Umarım bu doludizgin benzetmesini lige de taşırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Herkes'in fikri, yorumu değerlidir. Çekinmeyin görüşünüzü paylaşın. Küfretmenin ise ne yeri ne de zamanıdır :)