9 Ağustos 2012

Kalite farkı ile kazandı




İlk Vaslui maçından hemen sonra Fenerbahçe’nin aslında hazırlık maçları oynamaya devam ettiğini söylemiş ve Temmuz Ağustos aylarında Avrupa maçları oynamak zordur demiştik. Romanya’da bunu bir kez daha teyit etme şansı bulduk.

Aykut Hoca 2’si bölgesiyle birlikte olmak üzere  tam 3 oyuncusunu değiştirerek başladı Romanya’da. Bu tercihlerin doğru olabileceğini ise süratli oyun ve topun sahibi olduğunu gördüğümüzde anladık.
İlk 10 dakika Caner, Alex,  Gökhan ve ona önde destek veren Kuyt’un hareketli oyunu golün habercisi oldu. Bu 10 dakika nefis paslaşmalarla rakibe gözdağı verildi. Golün sağ açıktan orta karşılığında bir sol kanat oyuncusundan gelmesi aslında Aykut Hoca’nın maçın başında kanatları etkili kullanma düşüncesinin de göstergesiydi. Bu görüntüyü 90 dakika birçok kez test ettik ve sağda Gökhan bize eski performanslarından bir ziyafet çekti ve 2 asistle geceye damgasını vurdu. 90 dakika oyundan düşmedi. Maçın birinci adamıydı…

Hasan Ali ise bu sefer daha etkili ve özgüvenli oynadı. Yine de ben daha da güçlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Caner ise oyunda devamlı arayan adam rolünü üstlenerek cesaretle hücumu düşündü. Caner’in ruhunda daima hücum var. Savrukluğunu kontrol altına alıp konsantrasyonunu da kaybetmediği sürece çok şey kazandıracaktır Fenerbahçe’ye. 

Attığımız golün ardından defanstaki Bekir-Egemen uyumsuzluğundan çok çabuk golü yedik. Üstelik bu uyumsuzluk maçın tamamında karşımıza çıktı. Romenler sık sık ceza sahası içinde Volkan’la karşı karşıya pozisyonlar buldular. İşte tam bu anlarda Fenerbahçe’nin Volkan’ı çıktı sahneye. Gerek oyun içinde gerekse penaltı’da müthiş kurtarışlar yaparak hem oyunda hem de şampiyonlar Ligi arenasında tuttu Fenerbahçe’yi. Belki de maçın kırılma anıydı. Maçın ise ikinci adamıydı…

Fenerbahçe’nin zaafları ise yine orta alandaki kara delik olarak göze çarptı. Christian 2.maçında da yokları oynadı. 10 yıldır kim gelirse gelsin formayı birşekilde kapan Selçuk’la birlikte çok verimsiz ve etkisiz gözüküyorlar. Topu ileri taşıma konusunda yetersiz gözükmekle birlikte defansif açıdan birbirlerini tamamlayamadıklarını gördük. Fakat 3.golün harika bir Selçuk pasıyla gelmesi ise futbol’un adı konamayan enstantanelerindendi . Görüntü her maçtan sonra Emre’yi konuşmak zorunda kalacakmışız gibi devam ediyor. Emre’nin varlığı mı geçen sene Baroni’yi ışıldatıyordu bunu birkaç maç daha test edeceğiz elbet. Ama orta alandan top çıkmayıp paslar evelenip gevelendikçe Alex’in de verimi geriye gelip top alma çabası nedeniyle düşüyor. Alex’in gelip almasından ziyade o topu Alex’e iletebilecek bir oyun-oyuncu dengesi yakalamak gerekiyor orta alanda. 

Sezonun flaş transferi Kuyt ise müthiş bir zaman diliminde üst üste Fenerbahçe’yi rahatlatan ve maçı kopartan golleri atarken doğru yerde bulunma, etkili  vuruş özelliği, konsantrasyon ve soğukkanlılığıyla bize ne kadar faydalı olacağını gösterdi. Kuyt bu seneki Fenerbahçe’nin oyun içinde skora isyan edecek ismi olacağını lider özelliğiylede gösteriyor bize. Uzun zamandır, önde bu kadar baskı yapan bir forveti olmadı Fenerbahçe’nin. Kuyt çok koşuyor mücadele ediyor geriye gelip top çıkartıyor. Onu seyredince nereye koysan oynayabilecekmiş gibi bir görüntü sunuyor. Belki de Krasiç sağ tarafa geçip formda bir Sow önde oynarsa yeni Emre Kuyt bile olabilir bakarsınız... Maçın üçüncü adamıydı...

Fenerbahçe çok stresli bir maça çıktı. Stres faktörlerinin başında geçen sene hakkımızın yenmesinin yanında, bir önceki sene aşağılanarak elendiğimiz Young Boys ve Paok facialarının da etkisi vardı bu streste. Ama bu stresi geçip, işleri tekrar rayına oturtacak potansiyeli var Fenerbahçe’nin bunu biliyoruz... 

Avrupa yolun açık olsun Fenerbahçe’m...

https://twitter.com/ahmetceliksungu
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Herkes'in fikri, yorumu değerlidir. Çekinmeyin görüşünüzü paylaşın. Küfretmenin ise ne yeri ne de zamanıdır :)